Melike Sarıkaya/ Milliyet.com.tr – Türkiye pazartesi akşam saatlerinde Eskişehir’in Tepebaşı ilçesinde meydana gelen korkunç olayla çalkalandı. 18 yaşındaki A.K. iki blok arasında üstünü değiştirip Şehit Rüstem Demirbaş Parkı çay bahçesine gitti. Çay bahçesinde biraz bekledikten sonra 3 kişiyi bıçakladı. Saldırgan Tepebaşı ilçesinde bulunan Uluönder tramvay durağı yakınında 2 kişiyi bıçakladı. Bölgeden geçen polisin durumu fark etmesiyle yakalanan A.K. sağlık kontrolünün ardından çıkarıldığı mahkemede tutuklandı. Olayın arka planında gerçekleşen paylaşımlar ve davranışlar, saldırının şifrelerinin çözülmesinde yardımcı olacak nitelikte.
Ortaya çıkan her detay, olayın kendisi gibi tüyler ürpertici. Saldırgan A.K.’nin uzun zamandır planını yaptığı ve 5 kişiyi bıçakladığı bu saldırı, A.K.’nin sağlıklı bir psikolojide olmadığına işaret ediyor. A.K. ve ailesi hakkında yapılan açıklamalarda herhangi bir olumsuzluk belirtilmese de saldırganın sosyal medya paylaşımlarıyla yapılan açıklamalar çelişki içeriyor. Ailesiyle arasının iyi olmadığını belirten A.K.’nin yaptığı sosyal medya paylaşımları yaşanan elim olayın ani bir gelişme sonucu yaşanmadığını akıllara getiriyor. Korkunç saldırıdaki gözden kaçan bazı detaylar ise hatanın nerede olduğunu gösterebilir. İşte Psikiyatrist Uzman Doktor Şahut Duran yorumuyla dehşetin ardında saklı kalan şifreler.
1- GÖRÜNENLE ÇELİŞKİ İÇERİYOR
A.K.’nin yaptığı saldırı ardından Uluönder mahallesi muhtarı Hasan Güler aileyle ilgili yaptığı açıklamada, “Anne ve baba çalıştığı için çocuğa anneanne ve dede baktı. Böyle bir şey yapacağını hiç tahmin etmiyorduk. Çocukla bir sohbetimiz olmadı. Anne ve baba ile diyaloğumuz vardı ama bir sıkıntı görünmüyordu” ifadelerine yer verdi. Fakat saldırgan A.K. ise sorunsuz görünüşünün yanı sıra uzun zamandır büyük bir nefret içerisindeydi. A.K. ise daha önce yapmış olduğu sosyal medya paylaşımında, “Orta halli bir ailede yaşıyorum. Büyüdüm ortaokulun sonlarına doğru insanlara olan nefretim arttı ve giderek büyüdü” ifadelerini kullandı.
Psikiyatrist Uzm. Dr. Şahut Duran: Olay oldukça absürt. Yaşananlar normal bir şiddet olayı değil. Muhtar dışarıdan birisi, kişiyi ve aileyi rahatlıkla gözlemleyememiş olabilir. Birinin tanımadığı, bilmediği insanlara saldırması bildiğimiz bir şiddet olayı değil. Muhtemelen psikiyatrik başka nedenler var. Planlı, organizeli, belli kişilere yöneltilmeyen saldırılarda gelişim sürecini, altında yatan başka süreçleri bilmek gerekiyor. Bu yaşlarda zaten duygusal bozukluklar dediğimiz ağır ruhsal bozukluklar ortaya çıkabiliyor. Genellikle 15-25 yaş arasında gözlemleniyor. Öncesinde herhangi bir şey ortaya çıkmamış olabilir. Öncesinde davranış bozukluğu olan kişilerde şiddet eğilimi olabilir. Fakat altında yatan madde kullanımına bağlı psikotik durumlar veya sadece psikotik durumlar olabilir. Saldırganın düşünce içeriğinde bozulma olabilir. Şiddete meyillinde çevresel faktörler yönlendirmiş olabilir. Ancak bu tarz rahatsızlıklar her zaman şiddetle ortaya çıkacak diye bir şey yok.
“Toplumda psikotik bozukluklar olarak baktığımızda yüzde 1’lik bir oran bulunuyor. Yapılan çalışmalarla bu oranın içindeki şiddet eğilimi ile toplumdaki normal şiddet eğiliminin arasında bir fark olmadığını biliyoruz. Psikotik bozuklukların akut dönemlerinde aile veya yakın çevresinden, bazen de dışarıdan tehdit olarak algıladıkları kişilerden sonuna kadar kaçarlar. Çok sıkıştırıldıkları zaman böyle şiddete yönelme durumu olabilir.” – Psikiyatrist Uzm. Dr. Şahut Duran
2- EBEVEYNLERLE DEĞİL, ANNEANNE VE DEDESİYLE ANLAŞIYORDU
A.K. gerçekleştirdiği saldırıda özellikle yaşlıları hedef aldı. Bıçakladığı kişilerin hepsi yaşlıydı. Saldırganın, anneanne ve dedeyle büyümesinin buna etkisi olabileceği düşünülse de, saldırgan yapmış olduğu bir diğer paylaşımda anne babasıyla arasının iyi olmadığını, anneanne ve dedesiyle daha iyi anlaştığını belirtmişti. Peki, katilin hedefinde özellikle yaşlıların olması nasıl yorumlanabilir?
Psikiyatrist Uzm. Dr. Şahut Duran: : Anneanne ve dedeyle büyümenin birebir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Anneanne ve dedeleriyle büyüyen çocuklarda farklı sorunlar olabilir ama bu şekilde olmaz. Büyükleriyle büyümüş diye öfkeyi direkt buraya kanalize etmek, direkt bağlamak doğru değil. Saldırgan kendi hezeyan sisteminde belli bir yaş üstünü kendisine zarar verme olasılığını düşünerek bunlara yönelmiş olabilir. İçe kapanık, sakin birinin saldırganlık durumu, daha çok psikotik bir durum olduğunu düşündürüyor. Ancak muayene etmeden bir şey söylemek çok doğru değil. Yaşanan bu tür vakalarda anne-baba üzerinden çıkarım yapmanın dramatize edici, toplumda damgalayıcı bir tutum oluşturabilir.
3- HEDEFTE YAŞLILAR VARDI
Saldırgan A.K., sosyal medya paylaşımlarında bizzat yaşlıları hedef almasa da tüm insanlığa nefret dolu olduğunu söylüyordu.
Psikiyatrist Uzm. Dr. Şahut Duran: Ergenliğe geçiş döneminde öfke ve nefret artar. Bu dönemde öz güven geliştirme adına haksızlığa karşı isyan başlar tahammülsüz artar. Birkaç yıldır muhtemelen belirtiler vardı. Fakat bunu herkesi yok edecek duruma getirmek biraz absürt bir durum. Bu öfke sürecinde birçok ergen destek alıyor. Birçok aile çocukları yönlendirmekte zorlanabiliyor. Davranış bozukluğu varsa zaten kendini belli eder. Bu tür vakalarda kKendine zarar verme, çevreye, hayvanlara eziyet etme gibi durumlar görülüyor. Davranış problemlerinde, ileride daha ciddi kişilik bozukluk patolojilerine, şiddette eğilim gösterebilen belirtiler olabiliyor. Edindiğimiz bilgiler kadarıyla bu genç öncesinde herhangi bir sorun yaşamayan, fark edilmeyen, kendi içinde yaşayan biri. Belki fark edilmeyen başka şeyler de olabilir. Bu tür şiddet eğilimlerinin sebep-sonuç ilişkisi doğru kurulmalı. Birilerinden zarar görmüş, daha farklı sorunlar yaşamış olabilir. Bir rahatsızlık olmadan, ağır ruhsal bozukluklar olmadan da daha önce yaşadığı travmatik olaylarla sıkıntılı durumlara paralel olarak böyle bir durum da olabilir. Bunu belirlemek bir-iki delille belirlemek mümkün değil.
Böyle yetişen çocukların şiddet eğiliminin olacağı gibi bir algının oluşmasının engellemenin önemli olduğunu aktaran Uzm. Dr. Şahut Duran, saldırganda bir rahatsızlık olduğunu gösteren belirtilerin olduğunu fakat bunun kesin olarak söylenmesinin mümkün olmadığını aktardı. Psikiyatrist Uzm. Dr. Duran saldırganın, muhtemelen kendini tehdit olarak görerek insanları yok etmeye çalıştığını, bunu da kendine yönelik bir tehdit olarak algılarsa o zaman kendini koruma amaçlı şiddet eğiliminde olabileceği şeklinde açıklama yaptı.
4- MASKENİN ARDINDAKİ SIR
Olayın görgü tanıklarından biri saldırganı giyinirken görmüş, ilk bakışta motosiklete bineceğini sanmıştı. Ancak öyle olmadı. Kaskını taktı, elindeki siyah poşeti de olduğu yere bırakarak yürümeye başladı. Görgü tanığı ise bunun üzerine polise haber verdi. A.K.’nin kıyafetlerine kadar planladığı saldırıyı daha önce sosyal medyada paylaşmış olması da bu görüşü destekledi. Peki, saldırgan iskelet maskesi, kask ve çelik yelek gibi kıyafetleri neden tercih etmiş olabilirdi?
Psikiyatrist Uzm. Dr. Şahut Duran: Kendine yönelik özel bir yapı var ediyor. Filmlerde, oyunlarda gördüğümüz karakterlerle kendini özdeşleştirmiş olabilir. Son dönemlerde daha farklı süper güçler, kendine özgü bir karakter gelişmiş olabilir. Burada bir mesaj algılanmıyor. Özellikle ABD’de gördüğümüz, okula baskı yapan saldırganlar oluyor. O da buna benzer bir profil oluşturuyor.
5- ‘SADECE OYUN KAYNAKLI DEĞİL’
Sosyal medyada ve ana akım medyada yapılan birçok haberde saldırganın PUBG adında savaş oyunundan etkilendiği yer aldı. Bu gibi şiddet davranışları nasıl yorumlanmalı? ‘Oyundan etkilendi’ demek ne kadar doğru?
Psikiyatrist Uzman Doktor Şahut Duran: Çocuklarda, ergenlerde, yetişkinlerde ve bunun gibi oyunlar oynanıyor. Bir rahatsızlığı olmadığı sürece sadece bir oyunun bu şekilde davranışa etkisi olacağını düşünmüyorum. Rahatsızlığı varsa başka durumlardan da etkilenmiş olabilir. Buradaki mesele rahatsızlığı olup olmadığını bilmek. “Bu oyunlar şiddete neden oluyor” şeklinde bir sonuç çıkarmak da yeterli değil. Baktığımızda toplumumuzda büyük oranda savaş oyunu oynanıyor. Toplumumuzda daha heyecan verici, dikkatini yoğunlaştırabileceği aksiyon oyunları tercih ediliyor. Zaten oyunlarında özelliği o. Heyecan yaratan, süreklilik yaratan, sürekli ekran başında oturtturacak şekilde oluyor. Oyun bağımlılığı birçok sorun yaratabiliyor. Eğitim hayatı, sosyal ilişkiler gibi yaşamda birçok alanı etkileyebiliyor ama böyle bir olayın yaşanmasını beklemiyoruz.
6- ‘KRİTİK DÖNEMLERDE DİKKATLİ OLUNMALI’
Psikiyatrist Uzm. Dr. Şahut Duran’a göre vakanın bu seviyeye gelmeden önce bazı belirtileri çoktan ortaya çıkmış oluyor. İşte o kritik dönemlerde dikkatli olunması, eğer olumsuz bir durum varsa buna yönelik destek mekanizmalarının kurulması çok önemli. Özellikle toplumda ergenlik ile gençlik yıllarındaki bireylere yönelik sosyal ve psikolojik desteklerin sunulacağı oluşumların sağlanması, sosyal imkanların artırılması gerekiyor.
“15-25 yaş grubu arasında en çok rastladığımız ağır ruhsal bozuklukların erkenden fark edilip tedavi edilmesi bu tarz sorunları daha öncesinden çözer. Yine burada ailelere, okullara önemli görevler düşüyor. Yapılacak şey ise önleyici mekanizmaların oluşturulması.” – Psikiyatrist Uzm. Dr. Şahut Duran