American Dialect Society, 34’üncü olağan toplantısını New York’ta yapmış. 2023’ün sözcüğünü açıklamak için toplanan dernek, kararını açıkladı. Yılın sözü “enshittification”. İçinde “shit” geçen bir sözcük. Bu sözcüğü Türkçeye çevirince buraya yazması biraz ayıp oluyor. Shit, “b” ile başlayan, “k” ile biten üç harfli bir sözcüğe denk geliyor Türkçe’de. Ortadaki sesli harfi siz koyun. “Enshittification”.
Efendim bu sözcüğü Cory Doctorow adlı yazar kullanmış ilk kez. Bu sözcüğün niyeti, sosyal medya platformlarının nasıl zaman içinde sözcükte bahsedilen sürece girdiğini tarif etmek.
Ben buna şimdilik “çirkefleşme” diyeyim, terbiyemiz bozulmasın. Ya da en azından daha az bozulsun. Derdimizi anlatmak adına terbiyemizden verilen küçük bir ödün diye düşünebilirsiniz.
Platformların çirkefleşmesi bir fenomen. Yeni bir fenomen, çünkü 15 yıl kadar önce hayatımıza giren muhtelif platformların “çirkef” yüzünü ancak bu sürenin sonunda görebiliyoruz. Yani çirkefleşmek bu kadar zaman alabiliyor. Bakın bu sözcüğün babası ne diyor.
“Platformlar nasıl ölür açıklayayım: Önce kullanıcılarına iyi davranırlar. Sonra kullanıcılarını ‘business” müşterilerinin yararına sömürmeye başlarlar. Son olarak ‘business’ müşterilerini de sömürüp her şeyi kendilerine almak isterler. Sonra ölürler.” İşte bu süreç “çirkefleşme” süreci.
Önce: “Bize gelin, sizin bilgilerini istemiyoruz, sadece bizi kullanın, bakın ne güzel şeyler yapabiliyorsunuz hem de bedava.”
Sonra: “Bilgilerinizi istiyoruz ama size daha iyi hizmet etmek için.”
Sonra bir noktada: “Bilgilerinizi vermezseniz bizi kullanamazsınız”.
Devam: “Tamam itiraf ediyoruz, sizi 24 saat takip ediyoruz ve kişisel bilgilerinizi başkalarına sattık ama ne var bunda? Sorun bakalım neden sattık? Size daha iyi hizmet etmek için.”
Ardından: “Bedavaya yaptığınız şeyler için artık para vermeniz lazım. Kimse kusura bakmasın…”
Ardından: “Para verseniz dahi üstüne bir de özel paketlerimizden satın almazsanız siz hiç kimse görmeyecek, siz de istediğiniz şeyleri göremeyeceksiniz.”
Devamında: “Para da verseniz artık eskisi gibi olmayacak çünkü her şeyi değiştirdik. Artık biz ne uygun görürsek onu göreceksiniz.”
Sonra: “Hakkınızda yıllardır topladığımız bilgilerle size özel bir yalan dünya yarattık, bunu markalara, politikacılara, gizli servislere ya da kim para verdiyse ona sattık.”
Sonra: “Pardon.”
Sonra. The End.
Bu aşamaya henüz gelmedik. Yani pardon dendi, ama platformlar yaşamaya devam ediyor. Bizim sayemizde. Biz köleler sayesinde.
Şimdi diyeceksiniz ki hangi platform bu. Facebook, YouTube, Twitter, Spotify, Instagram, TikTok şu bu, adını siz koyun. Ne fark eder. Bu açıdan bakışınca hepsi aynı. Hepsi bu “çirkefleşme” sürecinin farklı aşamalarındalar. İrili ufaklı bütün platformların yaşam macerası güzel bir şekilde özetlenmiş ve artık buna verilmiş bir isim var. Vazgeçemiyoruz tamam, ama en azından neyin içinde yaşadığımızı bilelim.