Seray Şahinler – Oyuncu Zeynep Beşerler, çocuklar için bir süredir deyim yerindeyse eğitim seferberliği başlatmış durumda. Beşerler, tamamen bağışlarla birlikte ihtiyacı olan köy okullarında kütüphane açıyor. “Atatürk Kütüphaneleri” adıyla başlayan serinin ilk durağı İzmir Beydağı’ndaki 80. Yıl Aşağı Aktepe Okulu oldu. Ardından Kars Sarıkamış Karaköse İlköğretim Okulu, Elazığ Şehir Nadir İpek İlköğretim Okulu ve son olarak Malatya Sürgü Dursun Şahin Ortaokulu’nda peşi sıra kütüphaneler açıldı. Şu sıralar Harran’daki bir ilköğretim okulu için çalışmalar sürüyor. Kitaplar ihtiyaçlara ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın listesine göre hazırlanıp bağışçıların yardımıyla kütüphanelere gönderiliyor. Çocukların sevinci ise görülmeye değer… “İyilik bulaşıcıdır” diyerek Beşerler ile buluşup projeyi konuştuk.
Okullara kütüphane yapma fikri nasıl doğdu?
Arkadaşım Baret ile birlikte elimizden geldiğince yardım yapıyorduk. Çok sevdiğim ağabeyden bir okula biri adına kütüphane yaptırdıklarını duydum. “Çok güzel fikir, biz neden yapmıyoruz?” dedim. Yapabiliriz, illa ki destek olanlar çıkacaktır, diye düşünerek başladık. Köy okullarının buna ihtiyacı var. Atatürk Kütüphanesi adıyla çocuklar için kütüphane açma fikri doğdu. İlkini İzmir Beydağı’nda açtık. Herkes çok mutlu oldu, bizim de çok hoşumuza gitti. Elimizden geldiğince devam ettirelim dedik. Şimdi beşinci kütüphanemiz için kolları sıvadık. Harran’da bir ilköğretim okulu için çalışıyoruz.
Kütüphanelerin inşası da kitapların tedariği de bağışçıların katkısıyla oluyor. Süreç nasıl işliyor?
Kimin içinden ne yapmak geliyorsa onu yapıyor. O kadar büyük bir aile olduk ki. Daha bir okulu bitirirken, “Şimdi ne yapıyoruz” diye soruyorlar. Beşinci kütüphaneye kadar böyle geldik. Sadece kütüphane de değil okullara elimizden geldiğince destek olmaya çalışıyoruz. Şırnak Silopi’deki Cudi Ortaokulu’na beden eğitimiyle ilgili malzemeler gönderdik. Batman Kültür İlkokulu’na müzik atölyesi açtık.
Eğitimde fırsat eşitliğini daha çok konuşmamız gereken bir dönemde bireysel çabalar da çok kıymetli…
Bireysel olarak çok büyük bir destek veremeyebiliyorsunuz belki ama bireyler bir bütün oluşturduğunda gerçekten işe yarıyor. Şimdiye kadar açtığımız kütüphaneler hep böyle ortaya çıktı. Hangi bölgedeyse arayıp “Sizin için ne yapabiliriz?” diyenler oldu hep. Twitter’dan bir arkadaşımız “Ben el işi oyuncak bebekler yapıyorum, onlardan da koyar mısınız kütüphaneye?” dedi. “Elbette” dedik. Elimizden geldiğince nelerin yapıldığını da göstermek istiyoruz. Aramızda sadece güvene dayalı bir ilişki var. Bu kadar işi yapan insanın daha bir araya gelip birbirini görmüşlüğü yok.
“Okumayı küçük yaşlarda aşılamak lazım”
İlköğretim çağındaki çocuklara yönelik kütüphaneler bunlar… Aslında okuma alışkanlığının da kazanıldığı en erken dönem. Kitap seçkisini nasıl belirliyorsunuz?
Milli Eğitim Bakanlığı’nın onay verdiği bir seçki. Küçük sınıflar için böyle bir seçim yapıyoruz. Milli Eğitim neye onay verdiyse biz de onlara öncelik veriyoruz. Bazı kitapları bulmak çok zor. Elimizde 200 kitaplık bir liste var. Önceliğimiz onlar. Sonrasında bağışçılardan gelen, ilköğretime uygun bütün hikâye kitaplarını içine ekliyoruz.
Oradan gelen haberler nasıl? Çocuklar nasıl hissediyor?
Çok tatlı videolar gönderiyorlar. Çocuklar böyle bir kütüphane gördükleri için çok mutlu oluyorlar tabii, çünkü daha önce böyle kütüphane yokmuş okullarında. İlk kez kütüphaneyle tanışıyorlar, kitapları bir arada görüyorlar. Sarıkamış’ta çok büyük bir heyecan yaşadılar, gidecek çok fazla halk kütüphaneleri de yok. Raflardan kitapları aldılar, okumaya başladılar. Bizim için de inanılmaz bir mutluluk bu.
Bu projenin çağrısı ne olur peki?
Bizi sadece okumak geliştirecek. Ne olursa olsun bunu küçük yaşlarda aşılamak lazım. Elimizden geldiğince küçük yaşlarda çocuklara ne kadarını ne verebiliyorsak verelim istiyoruz. Türkiye’nin birçok yerinde buna ihtiyaç var. Daha çok Doğu’ya yöneliyoruz ama diğer bölgelerde de ihtiyacı olan birçok köy okulu var. Bu onların en temel hakkı. Ama maalesef ki bu hakkı bu çocuklara çok net bir şekilde veremiyoruz. Maksat çocuklar bir adım öteye gitsin, ufukları genişlesin, başka bir dünyanın da olduğunu öğrensinler. Çoğunun fazla tablet ve telefon erişimi olmadığı için birçok bilgiyi yine kitaplardan öğreniyorlar. Türkiye’nin neresinde olursa olsun yaptırdığımız bir Atatürk Kütüphanesi açılacak. Atatürk’ün eğitime verdiği önemle, okumakla ilgili büyük öngörüsüyle ilgili bir hareket bu.